NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’L-HAC

<< 1169 >>

إذا ضحك المحرم ففطن الحلال للصيد فقتله

79- ihramlının, Başkasının Avladığı Av Etinden Yemesi

 

أنبأ محمد بن عبد الأعلى الصنعاني قال حدثنا خالد يعني بن الحارث قال حدثنا هشام يعني بن أبي عبد الله عن يحيى بن أبي كثير عن عبد الله بن أبي قتادة قال انطلق أبي مع رسول الله صلى الله عليه وسلم عام الحديبية فأحرم أصحابه ولم يحرم قال فبينما أنا مع أصحابي ضحك بعضهم إلى بعض فنظرت فإذا حمار وحشي فطعنته فاستعنتهم فأبوا أن يعينوني فأكلنا من لحمه وخشينا أن نقتطع فطلبت رسول الله صلى الله عليه وسلم أرفع فرسي شنأوا وأسير شنأوا فلقيت رجلا من بني غفار في جوف الليل فقلت أين تركت رسول الله صلى الله عليه وسلم قال تركته وهو قائل بالسقيا فلحقته فقلت يا رسول الله إن أصحابك يقرؤون عليك السلام ورحمة الله وإنهم قد خشوا أن يقتطعوا دونك فانتظرهم فانتظرهم فقلت يا رسول الله إني أصبت حمار وحشي وعندي منه فقال للقوم كلوا وهم محرمون

 

[-: 3793 :-] Abdullah b. Ebi Katade bildiriyor: Babam Hudeybiye olayının olduğu sene Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile beraber yola çıkmıştı. Arkadaşları ihrama girmiş, ama babam girmemişti.

 

(Ebu Katade olayı şöyle anlatır): Bu arada ben arkadaşlarımla beraberken, birbirlerine bakıp gülüştüklerini gördüm. Baktığımda bir yaban eşeği gördüm ve onu yaralayıp arkadaşlarımdan yardım istedim, ama yardım etmeyi kabul etmediler. Hayvanın etinden yedik, ama (bu sırada Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile aramızdaki mesafe açıldığından Mekke müşriklerinin) Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e yetişmemize engel olmasından korktuk. Bu sebeple hemen Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e yetişmek için, atımı bazen koşturuyor, bazen de kendi haline bırakıyordum. Gece yarısı Gıfar kabilesinden bir adamla karşılaştım ve ona:

 

"Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'i nerede bıraktın?" diye sordum. Adam: "Ondan ayrıldığımda, Sukya'da öğle uykusundaydı" deyince, Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'e yetişip: "Ya Resulallah! Ashabın sana selam söylüyor ve düşman tarafından seninle aralarının kopmasından endişe ediyorlar. Dolayısıyla onların gelmesini bekleyin" dedim. Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onları beklemeye başladı. Ben: "Ya Resulallah! Ben bir yaban eşeği avlamıştım, yanımda ondan biraz var" deyince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ihramiı bir şekilde bulunan oradakilere: "Yiyiniz" buyurdu.

 

Mücteba: 5/185; Tuhfe: 12109

 

Diğer tahric: Buhari (1821, 1824, 2569, 2854, 5406, 5407), Müslim 1196 (59, 60, 61, 62, 63, 64), İbn Mace (3093). Ahmed, Müsned (22569), İbn Hibban (3977).

 

3794, 3795, 4838'de gelecektir. Daha önce 3784'de tahrici geçmişti.

 

 

أخبرني عبيد الله بن فضالة قال أنبأ محمد يعني بن المبارك الصوري قال حدثنا معاوية يعني بن سلام عن يحيى بن أبي كثير قال أخبرني عبد الله بن أبي قتادة أن أباه أخبره أنه غزا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم غزوة الحديبية قال فأهلوا بعمرة غيري فاصطدت حمارا وحشيا فأطعمت أصحابي منه وهم محرمون ثم أتيت رسول الله صلى الله عليه وسلم فأنبأته أن عندنا من لحم فاضلة فقال كلوه وهم محرمون

 

[-: 3794 :-] Abdullah b. Ebi Katade, babasından bildiriyor: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ile Hudeybiye gazvesine katıldım. Benden başka herkes umre için ihrama girmişti. Ben yabani bir eşek avlayınca, ihramiı olan arkadaşlarıma ondan yedirdim. Sonra Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gidince yanımızda hala avlamış olduğum yabani eşeğin etinden olduğunu bildirdim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) sahabe ihramiı olmasına rağmen onlara: "Yiyiniz" dedi.

 

Mücteba: 5/186; Tuhfe: 12109

 

Diğer tahric: Buhari (1821, 1824, 2569, 2854, 5406, 5407), Müslim 1196 (59, 60, 61, 62, 63, 64), İbn Mace (3093). Ahmed, Müsned (22569), İbn Hibban (3977).

 

 

إذا أشار المحرم إلى الصيد فقتله الحلال

80- ihramlı Kişinin Av'ı Gösterip ihramsız Olanın Onu Avlaması

 

أنبأ محمود بن غيلان قال حدثنا أبو داود قال أنبأ شعبة قال أخبرني عثمان بن عبد الله بن موهب قال سمعت عبد الله بن أبي قتادة يحدث عن أبيه أنهم كانوا في مسير لهم بعضهم محرم وبعضهم ليس بمحرم قال فرأيت حمارا وحشيا فركبت فرسي وأخذت الرمح فاستعنتهم فأبوا أن يعينوني فاختلست سوطا من بعضهم وشددت على الحمار فأصبته فأكلوا منه فأشفقوا قال فسأل عن ذلك رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال هل أشرتم أو أعنتم قالوا لا قال فكلوه

 

[-: 3795 :-] Abdullah b. Ebi Katade, babasından bildiriyor: Bir yolculuktaydık ve yol arkadaşlarımın bazısı ihramlıydı, bazısı da ihramsızdı. Ben yabani bir eşek görünce atıma binip mızrağımı aldım ve onu avlamam için arkadaşlarımın bana yardım etmesini istedim, ama kabul etmediler. Birinden gizlice bir kamçı alarak eşeğe vurup onu avladım. Onlar da etten çekinerek yediler. Bu durum Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e sorulunca, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) :

 

"Avı ona gösterdiniz mi? Veya avlaması için ona yardım ettiniz mi?" diye sordu. Onlar: "Hayır" cevabını verince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) : "Öyleyse yiyiniz" buyurdu.

 

Mücteba: 5/186; Tuhfe: 12102

 

Diğer tahric: Buhari (1821, 1824, 2569, 2854, 5406, 5407), Müslim 1196 (59, 60, 61, 62, 63, 64), İbn Mace (3093). Ahmed, Müsned (22569), İbn Hibban (3977).

 

 

أنبأ قتيبة بن سعيد قال حدثنا يعقوب يعني بن عبد الرحمن عن عمرو يعني بن أبي عمرو عن المطلب عن جابر قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول صيد البر لكم حلال ما لم تصيدوه أو يصد لكم قال أبو عبد الرحمن عمرو بن أبي عمرو ليس بالقوي في الحديث وإن كان مالك بن أنس قد روى عنه

 

[-: 3796 :-] Cabir, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in: "Siz avlanmadıkça veya sizin için avlanılmadıkça (ihramIı olsanız da) kara avından yiyebilirsiniz" dediğini nakleder.

 

Nesai der ki: Hadisi, kendisinden Malik b. Enes rivayet etse de, Amr b. Ebi Amr, hadis te zayıftır.

 

Mücteba: 5/187; Tuhfe: 3098

 

Diğer tahric: Ebu Davud (1851), Tirmizi (846), Ahmed, Müsned (14894), İbn Hibban (3971).

 

Mahir:)   Malik bin Enes r.a.: Maliki mezhebini imam'ı, Muvatta adlı örnek gösterilen Hadis kitabının sahibi ve Enes bin Malik r.a.'ın torunudur. Nesai hazretleri hadis ilmindeki örnek titizliği ile meşhur bir alimdir. Bütün bunların ışığında Hadis ilminin ne kadar titiz ve iftira'dan uzak olduğu daha iyi anlaşılır. Zira bu denli büyük alimler bile Hadislerin sağlamlığı için bir çok tenkid'e maruz kalmışlardır. Bu tenkidlerin tek sebebi İslam dinine en ufak zarar gelmemesi içindir. Allah Celle ve A'la hepsinde razı olsun.